NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ عَلِيٍّ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
أَخْبَرَنَا
مَعْمَرٌ
عَنْ
الزُّهْرِيِّ
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
وَسُلَيْمَانَ
بْنِ يَسَارٍ
عَنْ رِجَالٍ
مِنْ
الْأَنْصَارِ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ قَالَ
لِلْيَهُودِ
وَبَدَأَ
بِهِمْ
يَحْلِفُ
مِنْكُمْ
خَمْسُونَ
رَجُلًا
فَأَبَوْا فَقَالَ
لِلْأَنْصَارِ
اسْتَحِقُّوا
قَالُوا
نَحْلِفُ
عَلَى
الْغَيْبِ
يَا رَسُولَ اللَّهِ
فَجَعَلَهَا
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
دِيَةً عَلَى
يَهُودَ
لِأَنَّهُ
وُجِدَ
بَيْنَ
أَظْهُرِهِمْ
Ebû Seleme b. Abdurrahman
ile Süleyman b. Yesâr, Ensâr'dan bazı zâtlardan şöyle (dediklerini) rivayet
ettiler:
Rasûlullah (s.a.v)
Yahudilere, onlardan başlayarak şöyle dedi:
"Sizden elli erkek
yemin etsin." Yahudiler buna yanaşmadılar. O zaman Ensâra: "Hakkınızı
(yemin ederek) kazanınız (arkadaşınızın kanını hak ediniz)" dedi. Onlar
da: "Görmediğimiz şeye yemin mi edelim? Ya Rasûlellah!" dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah Yahudiler aleyhine diyete hükmetti. Çünkü maktul
onların arasında bulunmuştu.
İzah:
Bu Hadis-i Şerifte
diğerlerinden farklı olarak, Rasûlullah (s.a.v) in, maktulün diyetini Yahudilerden
aldığı bildirilmektedir. Halbuki, daha önceki rivayetlerin birisinde zekât
develerinden, diğerlerinde de kendi yanından verdiği geçmişti. Zekât devesinden
verdiği yolundaki rivayetin te'vili daha önce geçti. Şimdi de Yahudilerden
aldığını bildiren bu rivayetin diğerleri ile nasıl uyuşturula-bileceğine
bakalım; konu, sarihler tarafından pek ele alınmamıştır. Bezlü'1-Mechûd
müellifi bu noktaya dikkat çektikten sonra, Muhammed Yahya'nın konuya
eğildiğini ve tatminkâr açıklamada bulunduğunu söyler.
Muhammed Yahya şöyle
der:
"Beyyine olmadığı
için, Yahudiler aleyhine bir şey sabit olmamıştır. Ancak onlar, yemine hazır
idiler. Fakat maktulün velileri onların yeminini kabul etmediler. Bu da
onların hakkıdır. Velilerin düşürmesi ile, Yahudilerin yemini de düşmüş oldu.
Ancak, Yahudiler, hâdise daha fazla malı gerektirir endişesiyle bir miktar mal
hazırlamışlardı. Maktul aralarında bulunduğu için iddianın sübutundan korkarak
hazırladıkları malı teslim ettiler. Rasûlullah (s.a.v) de, onlar aleyhindeki
iddia sabit olmasa bile, katil onlar arasında bulunduğu için onlardan malı
kabul etti..."
Muhammed Yahya bundan
sonra, diyetin, Yahudilerin verdiklerine Rasûlullah'ın ilâvesi ile ikmâl
edildiğini, diyetin Yahudilerden alındığını inkâr edenlerin tamâmını
kastettiklerini, kabul edenlerin de bir kısmını aldığını kastettiklerini
söylerler. O zaman Hayber henüz fethedilmemişti. Müslümanlarla aralarında
muahede vardı. Hz. Nebi, muahedenin devamında maslahat görüyordu. Diyeti
onların tamamına yüklediği takdirde ahdi bozmalarından endişe ediyordu. Onun
için diyetin kalan kısmını ödedi.
Bundan önceki hadiste,
Yahudilerin Rasûlullah'a mektup yazarak elli kerre yemin ettiklerini okumuştuk.
Halbuki diğer rivayetlerde Yahudilere yemin ettirilmediği ifâde edilmektedir.
Bu çelişkiyi de Muhammed Yanya şöyle izâle etmektedir:
Yahudilerin yemin
ettiğini bildiren rivayete göre, onlar mektup yazarak yemin etmişlerdir. Oysa
yeminin muteber olması için hakim huzurunda edilmiş olması gerekir.
Yahudilerin yemin etmediğini rivayet eden râ-vîler, kuralına uygun olarak yemin
etmediklerini kasdetmişlerdir. Yemin ettiklerini söyleyenler de mektupla
ettikleri yemini yemin kabul etmişlerdir.